oy kullanmak

en demokratik haktır. (bkz: oy vermek)

en sevdiğim vatandaşlık görevi. o pusulanın katlanışı, o zarfı yalamak.... anlayamazsınız.

en basit mantık sorularını bile çözemeyen kişilerin oy kullanması beni tedirgin ediyor. konu a partisi veya b partisi değil. bugün "referandum nedir?" sorusuna bile cevap veremeyecek (ki canlı şahit oldum) insaların oy hakkı var. böyle insanların ülkeye yön vermesi beni korkutuyor.

iyi anlaşılması gereken olaydır bana göre. ha anlaşılmayıp bu olay üzerinden insanlara hakaret edeceksiniz siktirin gidin ülkeden. hiç kimse dış politika, iç politika, ekonomi, diplomasi artık siyasetle alakalı ne varsa her şeyi hesaplayarak oy kullanmak zorunda değil. çiftçi ise kendisine sunulan imkana göre karar verir veya esnaf ise ekonomik durumunu gözden geçirerek kullanır. olmadı hoşuna gittiği için kullanır. bu amına kodumun sosyal medyasında iki kitap okumuş, entel dantel takılan bazı şerefsizler milletin dünyasıyla taşak geçip duruyor. koyun diyorlar, çomar diyorlar hakaret üzerine hakaret ediyorlar. çünkü sik kafalı olmak bunu gerektirir. köylü adam ne diye sikleyecek dış politikayı be amına koduğum. niye almıyor bunu o küçük beynin. sana ne lan adamın tercihinden. aynı bağlamda oy kullanmanız gerektiğini kim söyledi sana. aslında sosyal medyada çok basit bir denklem bu olay. eğer kültürlü olduğunu ispatlamak istiyorsan bir video bul ve çomar, koyun gibi sıfatlarla birilerini aşağıla. böylelikle sen de kültürlü bir birey ol. aslında koyun sürüsü gibi hareket ettiğini de görmezden gel amına kodumun.

arkadaşlar hiç çalışmadım ben bu konuya taktik verin içerdeyim şu an.

biraz mantıklı, çokça mantıksız. mantıklı kısmı şu; kör topal da olsa demokratik yoldan fikir belirtiyorsun. mantıksız kısmı ise şu; beni yönetmeni istemiyorum. ne olacak peki? hem de üste bir dünya ayrıcalığa sahip olup bir dünya para alarak beni yönetiyorsun. nereden tutsan elinde kalıyor. ki ülkemizde demokrasi zaten bir türlü anlaşılmadı. demokrasiden kasıt çoğunluğun fikri-kararı sanılıyor. oysa demokrasi; azınlıkların haklarını gözetmektir. çoğunluğun üstünlüğüne dayalı sistemler totaliter rejimlerdir.

babaannem zarfı kadına veriyordu babaanne napıyosun ya

belki de son defa demokrasıde söz sahibi olma hakkı.

bazen akp'ye haksızlık ettiğimi düşünüyorum.adamlar sandığa gitmeyenlerin yerine bile oy kullanıyorlar.böyle hizmet dünyanın neresinde var ??? (bkz: mühürsüz oy pusulalarının geçerli sayılması )

18 yaşını doldurunca mı kullanılıyor yoksa 19 olup 18'i doldurunca mı ? (bkz: 2000'linin dramı)

18 yaşımı doldurduğumdan beri her sene seçim yapılıyor. sürekli bir oy kullanma sürekli bir seçim muhabbeti. sürekli bi kaos (bkz: bıktım)

seçimden önce 18 e girsemde oy kullanamamak üzüyor :/

devlet tarafından 18 yaşından büyük vatandaşlara tanınan bir hak. aynı zamanda vatandaşlık görevi olması sebebiyle kullanılmaması idari para cezası sonucunu doğurur. yirmi tl gibi cüzi bir yaptırımdı en son ve son yıllarda hiçbir seçimde bunun tahsili yapılmamıştır. bir yandan bunun düşük de olsa bir para cezasına bağlanılmasını makul bulmuyorum, bence görevden ziyade bu bir hak ve dileyen gidip kullanır dilemeyen kullanmaz. öte taraftan duygusal düşünce sistemim sandığa gitmeyerek oy kullanmamayı tercih eden kesimi çok ayıplıyor. haddim değil, ancak bildiğiniz sinirleniyorum. ağzını yaya yaya beni temsil eden kimse yok ki diyeni de zaten sonuç değişmiyor ne oyunlar dönüyor diyeni de pataklamak istiyorum. güzel kardeşim, tek kişinin taşın altına koymasıyla değişmez bazı şeyler kümülatiftir ve sen buna dahil olmamayı seçerek aslında kendini sistemin dışına atıyorsun. sonradan dahil olmadığın bir sistemi eleştirme hakkını nasıl kendine buluyorsun merak ediyorum ben mesela. şımarıklık gibi geliyor biraz da, beni de yüzde yüz yansıtan parti yok ama en yakın gelene oy vermek zorunda olduğumu hissediyorum. elimizdeki mevcutlar bunlar kötünün iyisi diyerek birisini seçebilmeli insan kimi durumlarda. özellikle genç seçmen tarafından oy kullanmayarak yapılan bu protestoyu geride kalan tüm vatandaşlara saygısızlık olarak görüyorum. galiba bu yüzden onlara saygı duymayarak kınama hakkını kendimde buluyorum, yine de hâlâ haddim değil esasen. bilinçsiz yetiştiriliyoruz, biraz daha sorumluluk sahibi hissedilmeli bu meselede.

hiç birini istemiyorsanız bile, gidin kullanın. boş oy sıkıntılı bir şey. pusulanın sağına soluna mühür basarsınız

her vatandaşın bilinçli bir şekilde oy kullanmasını isterdim. tıpkı o geminin bir gün gelmesini istediğim gibi. ütopik istekler.. başlamadan; dağdaki çobanla benim oyum bir değil beyanına katıldığımı belirteyim, belki mantığımın daha iyi anlaşılmasına vesile olur. esas konuya dönelim; oy kullanma mevzusunu bireyler için "olsa da olur, olmasa da olur." olarak tanımlıyorum. herkesin oyu kendinedir. kullanan kullanır, kullanmayan kullanmaz. kullanan ve kullanmayana "neden kullandın/kullanmadın?" diye sorulmamalı. çünkü bu; o kişinin zihni, görüşü, vicdanı ve bilinci ile, devleti arasındaki bağı ilgilendiren bir mesele. "vatandaşlık görevi" diyerek bu konuyu saptırmanın manası yok. bak mesela aynı dayatmayı askerlik için "vatani görev" olarak lanse ediyorlar. ya hu kendisini bu vatana sizin kriterlerinize göre ait hissetmeyen biri askere gitse ne olur, gitmese ne olur? ya da oy kullansa ne olur, kullanmasa ne olur? bırakın şu "1 oy 1 oydur. herkes oy kullanmalı." mantığını. bu vatan için bir şeyler yapmak isteyen zaten yapar. önemli olan içten bu isteğin gelmesi. devlet bunu sağlamalı. dayatmalara ve teşviklere gerek yok. soru 1- "vatandaşlık görevi" diyerek oy kullanmayı teşvik ettiğini zannedenlere sormak lazım; devlet kendi görevlerini ne kadar idareli yapıyor da, konu bize gelince karşılarında el pençe divan durup kuzu kuzu vatandaşlık görevimizi yapmamızı bekliyorlar? ve aynı mantıkla askerlik için "vatani görev" diyenlere de sorular sorulabilir. askerlik, vatan uğruna belirli bir disiplin sürecine girmek, eğitim görmek ve gerek sosyal, gerekse pratik açıdan bireyleri vatanın olası olumsuz durumlarına karşı hazırlamaktır. ama askere gitmiş herhangi bir yakınınızla sohbet ederseniz, bir çoğunun kafayı sıyırmış komutanlar tarafından mobbinge maruz kaldıklarının farkına varırsınız. o yüzden bedelli askerlik isteyenlere ufak da olsa hak veriyorum. adam niye vatani görev ayağına gidip bütün psikolojini siktirsin? ama bedelli olduğunda, olacak olanın yine garibanlara olacağını bilmek de içime sinmiyor. işte bu yüzden bunun çözümü; askeriyedeki o sikik psikopatları yerlerinden kazımak.. soru 2- askerlik vatani görevken, hemen hemen her kışlada bulunan ve askerlere eziyet eden sadist komutan profilinin vatani görevi nedir? o adam, vatani görevi yapacağını sanarak askere gitmiş gencecik delikanlılara psikolojik şiddet uygularken, aslında vatani görevini yapmaya çalışmakta olanlara mani olmuyor mu? oluyorsa bu vatana ihanet değil midir? olmuyorsa nasıl olmuyor sayın amk? otoriteler bu iki soruya samimi, tutarlı ve çözüm vaat eden birer cevap versin, ondan sonra adalet hakkında konuşalım.. konuya yine dönecek olursak; oy kullanmak devletin bireye bir dayatması olmamalı. toplumun dayatması hiç olmamalı. ki hiçbir dayatma özünde sağlıklı değildir ve çoğu zaman samimi ve yararlı sonuçlar ortaya koymaz. zaman zaman oy kullanmama konusunu ciddi ciddi düşündüğüm oluyor. az evvel yukarıda perceive hanımın yazdıklarını; (#2241225) okudum ve aslında çoğu kısma da hak verdim. ama oy kullanmayanlar hakkında "sonradan dahil olmadığın bir sistemi eleştirme hakkını nasıl kendine buluyorsun merak ediyorum." demesine katılmıyorum. çünkü bence tam tersi. "oy kullanmayan insanların şikayet etme hakkı da yok." mantığı da yanlış, tam tersi mantık da yanlış. oy kullanmayanların şikayet etme haklarını şöyle izah edebilirim; seçim olur, oylar verilir, oy sayımı her zamanki gibi aşırı muamma bir şekilde yapılır. açıklanan sonuçlarla meclise onlarca insan girer. ama gel gör ki bir meclis dolusu adamdan sadece 3-5 tanesi düzgündür. ve demokratik bir ortam olan mecliste çoğunluğun dediği olacağından ötürü, yine niteliksiz kitlenin vereceği kararlar alınır, ülke yine çıkmaza girmeye devam eder.. bunun sorumlusu kim? o insanları meclise sokanlar.. neden tuttukları partiye oy atıyor? partinin görüşü ya da başındaki şahıs için.. peki partinin geneline bakan var mı? nayn.. demem o ki; insanlar bir partiye oy verirken, sepetin sadece üstündeki bir -bilemedin iki- cazip tohuma aldanıyorlar. sonra o sepetteki tohumların hepsini ektiklerine umduklarını bulamıyorlar. çünkü sepetin dibindeki tohumlar beş para etmez.. sorunlu tohumlar, cazip tohumların ardına saklanır ve onlarla birlikte ekilirler. ve yararlarından çok zararları olur. şimdi bu durumda suç; tohumda mı, onu ekende mi? :d ama diğer taraftan; bu çürük tohumların ekildiği ve doğal olarak beklenen sonucu vermemiş tarlanın yanından geçen, tohum ekmemiş bir adamı ele alalım. adamın olayla bağlantısı yok. ne tohum almışlığı var, ne de ekmişliği. bu durumda karşısındaki tarla hakkında şikayet edemez mi? tarlanın o hale gelme sürecinde hiçbir şekilde sorumluluk almamış. dolayısıyla olayın faili de değil. kendisiyle alakalı olmayan ve başkaları yüzünden harabeye dönmüş bir tarlayı neden eleştirmesin ki? neyse. yine çok konuştum. bu da burada dursun; "politikacıları unutun. onlar önemsiz. politikacılar size seçim hakkı tanındığı fikrini sürdürmek için varlar. hakkınız yok. seçim hakkınız yok." (bkz: the end)

yurt dışında yaşayanların oy kullanmasını şahsen doğru bulmuyorum. mutlaka onları da etkileyecek durumlar vardır fakat cefanın büyüğü hakkında kesinlikle fikirleri olmayacakken bi gidişe yön vermemeliler.

şimdi ben bu hakkımı kullandım iyi hoş eyvallah. orada zarfların başında bekleyen bi tane dalyarak vardı. bulunduğum topluma aykırı bir giyim tarzı ve takılarım dövmelerim mevcut sırf bu yüzden dolayı ağzından köpükler akana kadar bakıyordu. bu kadar yobaz bir memlekette olduğum için tiksiniyorum aq.

beni heyecanlandiriyor. size de oluyor mu?

benim için bu haftasonu sona eren olay. gidip kemal beye formalite icabı oyumu vereceğim. chp'yi çok sevdiğimden ya da kemal beyin aşırı iyi olduğunu düşündüğümden değil, bu ülkede artık apolitik olmanın mevcut hükümete destek olmak anlamına geldiğinin farkında olduğumdan dolayı. bu bağlamda 2020'den beri en doğru adayın kemal kılıçdaroğlu olduğunu söyleyerek kendisini destekledim. ama muhtemelen olmadı. yapamadık. ben devlet düşmanı değilim. ama devletin her konuda üzerimizde egemen olmasını doğru bulmuyorum. toplumsal düşüncelerdense bireyselliğe daha fazla inanıyorum. kimseyi ayrıştırmadım, ayrıştırmam. burada bazen bazı güruhlara daha fazla yüklendiysem öyle denk gelmiştir, affola. yine inandığım bireysellikte beni tanıyanlar bilir ki toplumların önemsiz olduğuna inanırım. kişiye bakarım. ırkçı, cinsiyetçi, güçlü olanın yanında duran bir adam değilim. salt iyiliğe inanırım, en azından inanırdım. ama şimdi görüyorum ki benim iyiliğim kimseye fayda etmiyor. bundan sonra oy da kullanmayacağım. bir oy bir oydur demeye devam edeceğim seçime kadar. hatta insanlara şoförlük yapmayı teklif ediyorum seçim için. ama bir oy gerçekten hiç önemli değil. milyonlarca salakla beraber yaşadığım bu hayatta kendi düşüncelerimin asla benden başka biri tarafından söyleneceğine ve uygulanmak istenileceğine inanmıyorum. yazıklar olsun. hepinize yazıklar olsun lan. -başbuğ neyse ne

bu sabah, yani 28 mayıs 2023 cumhurbaşkanlığı seçimi ikinci turu için hayatımda belki de 2 veya 3'üncü kez sandığa gidip (ki gittiğim dönemler zırcahil herifin tekiydim açıkçası) oy kullanacağım. ben anarşist bir adamım. ya da kendimi öyle tanımlıyorum. her neyse. şunu belirtmek istiyorum: bu ülke ve dünyaya dair midemi bulandıran hiçbir şeyin seçimle halledileceğini düşünmüyorum ancak şu an tepemizde bulunan ve akp diye adlandırılan hırsız ve arsız yığını bir şekilde gitmeli artık. daha adını doğru dürüst yazamayan insanların olduğu yerde az çok okuyup araştıran bir insan olarak oy kullanmam lazım. gerçek bu. madem anarşistim ve herkesi kapsayan ideallerim var, o idealler halihazırda oy kullanmamış giderilmez. bu yüzden, ben bu sabah sandığa gideceğim. oyumu atacağım. bu sefer hem benim hem de sana inananların oyunu çaldırma kemal kılıçdaroğlu! yoksa sikerim belanı! ysk ve anadolu ajansı denen haramzadelere bu ülkeyi yedirme. bir gram şerefin varsa eğer! sırf senin için sandığa gideceğim dede. az çok onurlu birisin sen. oylarımızı bu sefer çaldırma! *** sözümü tutup oyumu verdim. dedem oyları çaldırma dedeeem! gorsel

lamı cimi yok, elzem! anlık mod

(bkz: vatanını seven sandığa gelsin) (bkz: Allahını seven defansa gelsin)

haktır ve yapılması gerekendir. sizleri oy kullanmaya davet ediyorum; https://xoyondo.com/ap/q8haahocfvydyaq her şey daha güzel asosyal sözlük için!!1!!1!1!

Geçen gün seçim röportajı yapıyorlardı yoldan geçerken durdurup kimi destekleyeceksiniz diye sordu muhabir mevcut adayı desteklemeyeceğim dedim sebebini anlattım. Ertesi gün eniştem fotoğrafımı görmüş yerel gazetede beni aradı gazeteye çıkmışsın diye Ya meslek etiği diye de bişey kalmamış arkadaş insan bi söyler fotoğrafınızı kullanabilir miyiz gazete de yayımlanacak diye Bütün akp li akrabalara afişe olduk iyi mi dksksj